Günün her anına eşlik eden kahvenin çok yönlü bir içecek olduğu gerçek. Peki kahveyi ne kadar iyi tanıyoruz? Mesela, içtiğimiz bir fincan kahve nereden geliyor? Kökeni neresi? Nasıl kavrulmuş? Karışımında hangi kahve çeşitleri var? Aroması nasıl? Kahve Uzmanı Massimiliano Marchesi, gerçek kahve keyfine dair tüm detayları kahveseverler için kaleme aldı!
Birçoğumuz için kahve, birlikte uzun saatler geçirdiğimiz, günlük aktivitelerimize dahil ettiğimiz en yakın arkadaşlarımızdan biri. Bilgisayar başında çalışırken, toplantı yaparken, arkadaşlarımızla sohbet ederken, film izlerken ve müzik dinlerken hep yanımızda… Bunlar, sevgili kahve fincanımızla paylaştığımız aktivitelerden yalnızca birkaçı!
Kolay ulaşılabilir olan ve çoğu zaman enerjimizi yükseltmek için içtiğimiz bir fincan kahve, ‘ticari’ bir üründen çok daha fazlası aslında! Koku ve tat başta olmak üzere, tüm duyularımıza hitap eden bu içeceği çok iyi tanıdığımız ve anladığımız zaman, gerçek kahve keyfi başlıyor… Peki kahve saatlerimizi en keyifli anlara nasıl dönüştürebiliriz? Öncelikle kahve fincanımızda ne olması gerektiğini ve de ne olmaması gerektiğini bilmeliyiz. Haydi, ilk önce ne olmaması gerektiğinden başlayalım!
Lezzet, her şeyden önemli!
Bir fincan kahve, çok acı veya çok asidik olmamalı; hoş bir tatlılık hissettirecek dengeli bir lezzette olmalı. Ve tabii ki tatlı derken kahvene şeker eklemekten bahsetmiyorum. Kaliteli bir fincan kahve, içine şeker eklemeden içmeni sağlayacak doğal bir tatlılığa sahip olmalı.
Peki ya aroması?
Toprak, saman, küf veya yanık tadı alıyorsan, kötü bir kahve içiyorsun demektir. İyi bir kahveyi ise çiçek, meyve, bal, çikolata, tütün veya baharat gibi aromalarından ayırt edebilirsin.
Kahveni hafif mi tercih edersin, sert mi?
Arabica ve Robusta, en çok bilinen kahve türlerinden ikisi. Yüksek kafein içeriğine sahip, acı ama asitli olmayan, yoğun baharat ve çikolata notaları ile öne çıkan sert bir kahve tercih ediyorsan, o zaman Robusta senin kahven! Asiditesi daha yüksek, yumuşak içimli ve tatlı bir kahve arıyorsan da çiçek ve meyve aromalı Arabica tam sana göre.
Eğer favori kahve çeşidine karar verdiysen, sıra geldi demleme metotlarına!
Filtre Kahve
Filtre kahve, genellikle gerçek kahveseverler tarafından sıklıkla tercih edilir. Bu yöntemle kahve demleyeceksen, hafif kavrulmuş Arabica çekirdeklerini kullanarak yasemin, greyfurt, mandalina, böğürtlen ve şeftali gibi tatlı notaları damağında hissedebilirsin. En önemlisi, kahve makinesinden ziyade V60, Chemex veya Kalita gibi kahve demleme kitlerini tercih etmen gerektiğini unutmamalısın.
Aeropress
Aeropress, daha yoğun bir kahve deneyimi bekleyen ve seyahat ederken bile yanından kahve setini ayıramayanlar için harika bir kompakt alet. Aeropress ile hazırlanan bir kahvenin demlenme süresi de daha uzundur ve V60, Chemex veya Kalita gibi aletlerin süzme yöntemleriyle hazırlanan filtre kahveye göre daha acıdır.
İtalyan Moka
‘Caffettiera’ yani bir diğer adıyla ‘Moka Pot’, her İtalyan’ın evinde bulunan geleneksel bir kahve demliği. Her ne kadar bu yöntem, mutfağa yaydığı hoş kahve aromasıyla çok cezbedici görünüyor olsa da, demleme esnasında 100°C’nin üzerine ulaşan su sıcaklığı kahvenin yanmasına sebep olabilir ve hafif lezzet yerini acılığa bırakabilir.
Espresso
20. yüzyılın başında Luigi Bezzera tarafından İtalya’da icat edilen bu metot, kahve harmanında saklı olan tüm aromaları tek tek deneyimleme fırsatını sunuyor. En zengin aromaları aynı fincanda toplayan espresso, asidite, tatlılık ve acılık arasında mükemmel bir denge kuruyor. Güzel bir espresso içmek için ihtiyacın olan şeyler neler mi? Profesyonel bir kahve makinesinin yanı sıra, en iyi kahve karışımını seçebilen, mükemmel kahve dozunu ayarlayabilen, kahveyi doğru öğütebilen ve suyun en doğru sıcaklığını bilen eğitimli bir barista!
Türk Kahvesi
Sultan Süleyman döneminden beri kullanılan en eski ve geleneksel kahve hazırlama yöntemlerinden birine geldi sıra. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar’da yaygın olarak kullanılan bu demleme yöntemi için kahve çekirdeklerinin adeta Maldivler’deki kumlar kadar incecik öğütülmesi gerekiyor! Genellikle cezvede hazırlanan Türk kahvesi, her ne kadar 100°C’nin üzerine ulaşan su sıcaklığı yüzünden en hafif aromalarını yanarak kaybetse de güçlü, kalıcı ve vazgeçilmez bir lezzete sahip.
Sen de bir fincan kahveye en keyifli anlarını sığdıranlardansan, vivense.com’a tıkla kahve köşeni tasarlamaya başla!